Içimde ki küçük kız çocuğu...
Üç ay olmuş yazmayalı...
Tatil dönemi kısa bir gezi yorumu yazmanın harici,yine çok yazmak istemiş olsam da, hatta tabletimin şarjını hep dolu tutmama rağmen ,yazma arzusu gelmedi mi gelmiyor, nedendir?,niçindir?,bilemiyorum?
Kafam da öylesine çok farklı düşünceler dolu dizgin olsa da, bazen de sosyal medyada bir yazı gördüğümde yada bir şarkı dinlediğimde, hemen kafamda yazıya dökebileceğim düşünceleri çağrıştırmış olsa da,bir çok düşünce varken bile, bir türlü düşüncelerimi, duygularımı yazıya dökemedim...
Gelmedimi içimden gelmiyor,isteksizlik, tembellik,üşengeçlik, ertelemek, işte o her neyse...
Ben de içim istemiyorsa vardır bir bildiği içimin diyerek, o düşünceyle içim isteyene kadar bekledim kendimi...
Belki bir dönem sabah, akşam, her firsatta kafamdakilerin hepsini yazıya dökmemdendir bu isteksizlik bilinmez ...
Herşey kendimizde başlıyor ve yine kendimiz de bitiyor, biliyoruz da kimi zaman ne başlatabiliyor, ne de bitirebiliyoruz...
Bugün geldi içimden ve hemen yazmaya koyuldum, nasıl bir etkikeşim ise bu, yine düşündüğüm de etkileyenin de kendim olduğum ortaya çıkıyor.
Beni etkileyen ise bir fotografım !
Beş yıla yakın cep telefonumun ekranında kendi fotografım yer alıyordu , geçenlerde fotograflarımı düzenlerken arşivimden bir fotografımı buldum, 6 yaşlarımda ki çocukluk fotoğrafim, siyah beyaz bir fotoğraf.
Öylece daldım gittim o fotoğrafa , baka kaldım, öyle çok şey hissettim ki ve hüzünlendim, üzüldüm, gülümsedim ona, sevdim onu, o küçük Tevide'yi "ya sen ne kadar güzel bir çocukmuşsun" dedim, çatık kaşları ile sert ama masum, güzel bakışı , içim sızladı, konuştum onunla...
Ve o duygularla, o fotoğrafım şimdi ekranımda yer alıyor, her baktığımda onu seviyorum, kendimi seviyorum, o tatlı küçük kızı , masum, sert bakışlı, güzel kız çocuğunu seviyorum.
En büyük eksiklik sevgi ve sevgiden yoksun büyümüş o kız çocuğuna yani kendime derinden sevgi duyuyorum , onunla konuşuyorum.
Alamadığı , ihtiyaç duyduğu duyguların temelde eksik bırakıldığının farkındalığı ile üzülmüş olsam da, geç değil diyorum, hiç bir şey için geç değil.
O duyguların eksikliği ile büyümüş o kız çocuğunu, yani kendimi, 50 ye ramak kala , yetişkin Tevide olarak anca anlıyor ve
ve görebiliyorum ve o küçük Tevide ile konuşarak ona yoksun kaldığı tüm duyguları aşılıyorum, aslında kendime aşı yapıyorum.
Büyütüyorum o kız çocuğunu bolca sevgiyle, ilgiyle, güvenle, anlayışla, zamanla evet zaman , o zaman kendimize çok ayırıyor gibi gördüğümüz zamanla, bolca da zaman geçiriyorum kendimle, çok da iyi geliyor.
Sen çok değerlisin , seni seviyorum diyorum ve ben kendimi seviyorum, kendime olan değer alğımın anlayışı ile, ben çok değerliyim diyorum...
Aslında bu kelimeyi kendim başta eşim, çocuklarım ve gerçekten sevdiğim insanlar için çokca kullanıyorum, ebedîyete göç eden babamın kaybından sonra daha da fazlalaştı , yaşarken sarf edilemeyen güzel kelimelerin geride bıraktığı hüzün ve verdiği acıyı biliyorum, o nedenle sağken, halen yaşarken sevdiklerime seni seviyorum diyorum ve denilmesini de hep söylüyorum ...
Çokca da duyuyorum da belki, ama çocukluğumda hiç duymadığım, bana çok yabancı bir kelime...
Beni ben yapan değerlerim önemli, geçmişe takılmadan yaşamak da çok önemli, lakin yetiştiğiniz aile, yer, ortam, aldığınız eğitim ve istem dışı sizin etkilendikleriniz, size yapışan , sizinle büyüyen iyi ve kötü değerler, huylar, alışkanlıklar ve atalarınızdan gelen değerler...
Geçmiş geride kaldı biliyoruz, o geçmişte bizleri var etti, onu da biliyoruz ve öylece bırakamıyoruz, hadi iyilere nostaljik yaklaşıyoruz da , ya kötülere eyvah, eyvah , binbir sitem !
Ve o küçük kız aldığı eğitim, öğretilerle çıktığı yolda, yapayalnız kaldığı zamanlarda bile hep dimdik, azimle, cesurca, güçlü, başarılı olma çabasından geri durmadı...
Ve bir vakit geldi, anladı ki onca yol geride kalmış ve yaşadıklarının farkındalığı ile ve o bilinçle kendince, kendini dönüştürmeye karar verdi...
Hep o dönüşümün içinde olsa da, bilse de , şimdiler de bir milâd yaşıyor...
Kendini iyileştiriyor ♡
Kendini seviyor♡
Kommentare
Kommentar veröffentlichen