NEYDİ ÖLÇÜ?
Neydi ölçü ?
Neydi uzun yada kısa , az yada çok ?
Neye göre belirliyoruz azı, çoğu, uzunu, kısayı, ölçüyü ?
Bana göre ise o eşsiz zaman, an, bir ölçü !
Kimilerine göre az yada kısa olan bana göre iyi kilerimin arasında yer alıyorsa, bedenimle ve ruhumla hissedip, bana birşeyler veren veya benden alan yada benim verdiğim, bazen isteyerek, bazense istemiyerek ...
Herşey de bir hayır vardır dediğim, kötü gibi görünen, içerisinde iyilik saklı olduğu bilinciyle tecrübe ettiğim, ders çıkardığım o anlar, yaşanması , olması gerekti ki yaşadım deyip ve kendimce onayladığım anlar !
Küçük ayrıntılarda saklı huzur, mutluluk, o ayrıntıları görebilmek önemli olan!
Yaşamı ve bu hayatta yapacaklarını düşünürken bir kelebek gibi olmalı, çünkü bir kelebeğin ömrü sadece küçük anlardan ibaret ya bir hafta yada bir aylık bir ömrü ne kadar muhteşem yaşıyor, renkli kanatları , desenleriyle etkileyen, gördüğümüz siyah kelebekler bile asaletle uçarken yüzümüzde bir tebessüm belirmesini sağlamıyor mu?
Sanki o güzel varlıklar , o kısacık ömürlerinin hakkını vererek yaşıyorlar ve ölümleri de güzel oluyor, yerde hiç kıpırdamayan kanatlarını açarak sanki edebiyâta giderken de o muhteşem güzellikleri ile bir seda bırakıyorlar geride...
Kısacık ama güzel bir seda...
O nedenle neyi ölçüyoruz şu hayatta, hayatımızın bir başlangıç ve bir bitiş noktası var, doğduğumuzu biliyoruz , öleceğimizi sadece Allah biliyor.
Kaç saat, kaç gün , kaç ay, kaç yıl , kaç yaş daha var yaşayacağımız malum, bulunduğumuz an çok değerli !
Geçti mi , o an geri getiremiyoruz zamanı, geriye gidip düzeltemiyoruz yaşananları, mümkün olduğunca ne kır, ne de kırıl, ilahî adalete inanırım, sen tevekkül et yeter !
Insanoğlu kırdığı yerden kırılıyor ve bu dünyadan yaşattığını yaşamadan gitmiyor.
Bu yaşımda yaşadıklarım çok şey öğretti, halen de öğrenmekteyim, en çok da INSAN'a verdiğim değer yanılğılarımdan öğrendim ve ben uzunca zamandır enerjimi, zamanımı , ne için, kim için harcadığıma dikkat ediyorum, çünkü çok önemli, çok kıymetli, öylece kayıp gidiyor elimizden ve mümkün olduğunca hayat felsefem bana sorun yaşatacak ve durmadan şikayetci olan insanlardan uzak duruyorum...
Hiç kimsenin hayatı öyle güllük gülistanlık değil, herkesin hayatı kendine göre zor, ağır ve yaşanılan belli üzüntüler, acılar, kayıplarda olsa dik , güçlü durmaya çalışıp o olumsuzlukların içinden geçip gitmek önemli olan, olduğun yerde durduğunda, bunu eylem yada söylemle tekrarladığında daha çok canını acıtıyor, en güzeli kendini daha fazla zedelemeden ardında bırakmak, yine zaman devreye giriyor ve o zaman ilacın oluyor.
Bu satırları kışın ortasında yazı yaşamak için geldiğimiz tatilde fırsat bulduğum zamanlarda aklıma geldikce kısa kısa yazıp bir makaleye dönüştürdüm.
Kuzey Amerika Cancun tatili eşime 50.doğum günü hediyemizdi, aralık ayında gidebiliriz, ama çok uzak, aktarmalı toplam da 13-14 saatlik uçuş , kaç gün gitsek yeter diye uzunca zaman düşündük ve 11 günlüğüne geldik, burada bir kez daha anladım ki gerek burası , gerekse dünyanın başka uzak bölgesine zamanınız varsa 7 gün de yeter, yoksa 5 gün de yeter , ben tatil günlerimi bölüp bölüp kullanmayı tercih ediyorum, öncedende öyleydi halende aynı fikirdeyim, arada dinlenmeler, değişik bir ortam iyi geliyor, yenileniyor insan.
Hele ki avrupa içi bir hafta sonu gidip gelmek de yeniliyor insanı, güzel oluyor ve yoğun çalışmamdan dolayı benim için iş gezisi dahi olsa iyi geliyor bana, ben gezdikce sağlık kazanıyorum, dinçleşiyorum bunun bilincindeyim.
Hasta başlayıp sağlıkla döndüğüm çok gezim oldu, her daim güzele, hayra niyet ederek çıktım yola, olumlu enerjinin evrenden sana geriye dönüşü aslında.
Iyi düşün, iyi olsun çok doğru bir söz, gerçekten nasıl düşünürsen öyle oluyor.
Bu hayat bize sunulmuş bir tepsi yada heybe ....
Nasıl doldurup, götürecegin önemli ?
Ha götüreceğimiz derken, manevî anlam da, yoksa 3 metre kefen saracak bedenimizi , o kadar !
O nedenle yaşarken de sonraya bırakmamak gerekiyor, işte anın, zamanın önemi bir kez daha apaçık ortada !
Sonra deyip para , mal, mülk biriktirip yiyemeden gidenleri biliyorum, bu dünyada olan burda kalıyor, onların , eşyalarımızın kiracıları gibiyiz, kullanıp bırakıp gidiyoruz, bu demek de değil tabii ki " har vurup, harman savur " , çalış, kazan, hem biriktir, hem harca, idareni bil !
Bu yaşımdayım, cocukluğumdan gelen olgu hayatta asla müsrüf olmadım, israf etmeden, herşeyimin kadrini, kıymetini bilerek yaşadım, hem insan , hem eşya için geçerli bu olgu.
Öyle bir yaşamışım ki çocuklarımda almış nasibini.
Anlayacağımız o ki gözümüzü toprak doyuracak, herşeyi bırakıp gideceğiz ve giderken de hoş bir seda ve güzel izler bırakarak gitmek en güzeli değil mi ?
O hoş seda bazen evinde , koltuğunda yalnız, yada sevdiğin biriyle yudumladığın bir yudum kahvede yada çayda saklı.
Bazen sevdiklerini sımsıkı kucaklamanda, bazen birine , birilerinin hayatına güzellikle dokunmanda, bazen okuduğun satırlardan yüzüne düşen tebessümde, bazen güzel bir tatilde, bazen çalışmakta...
Geçip gittiğimiz bu dünyadan sevgi, huzur, mutluluk , neşe, barış, yardımlaşma, dayanışma, paylaşım, güzellik adına ne varsa işte hepsini hepimiz için diliyorum...
Yeni yılda sağlıkla , daha bilinçli, kırmadan, kırılmadan, dökmeden, dökülmeden, incitmeden, incinmeden sevgiyle, umutla yaşayalım.
Sevgi varsa, umutta vardır...
Sevgiyle hoşca kalın
30.12.2022 Cancun-Mexiko




Kommentare
Kommentar veröffentlichen