Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleymanın son seferini yaptıgı ve ebediyete göç ettiği yerde Zigetvarda kabrini ziyaretteyiz...
Merhabalar,
Bana göre uzunca bir ara olsada şimdi yazma vakti bulabildim,aslında sadece başına geçebilmek, oturunca kafanızdakileri yazmaya başlıyorsunuz.Bu ara yaşadığım şehrin yaz tatili yaklaşmakta olduğundan ve yoğun bir etkinlik sinsilesinin içinden kendimi alakoyamadığımdan üstüne bir de yorgunluğu tüm bedenim ve ruhumla hissedince yazmaya geçemedim.
Bugün o gündür dermişim ve başlarmışım yazmaya😁
En son Macaristandaki yolculuğumuzu tamamlayacağımızdan bahsetmiştim sırada Zigetvar, Türk-Macar Dostluk Parkı( Kanunî Sultan Süleymanın kalbinin bulunduğu mezar) ,Péc (Mohaç Ovası yakınları) ve devamı Selanik, Kavala var.
1526 Mohaç Meydan Muhaberesini duymuşsunuzdur,Türkiyede benim okul yıllarımda Tarih dersimizde konu olarak işlemiştik ,27 senedir uygulama ne bilmiyorum ama Osmanlı kuruluş,yükseliş ve çöküş tarihini okuduk ve Macaristan, Mohaç da benim aklımda yer etmişki niyet ettik ve gidip oraları gördük.
Bir önceki yazımın devamı.
...
Sabah erkenden otelden ayrıldık ve güne ruhaniyeti ziyaretle başladık Budapeşte Galiçya Şehitliğimizi ziyaretten sonra Zigetvar a doğru yola koyulduk.Tahmini 3 saat sonra önce Zigatvar merkezin biraz dışındaki Türk-Macar Dostluk Parkının içerisinde Kanunî Sultan Süleymanın Kalbinin defnedildiği Mezarı ziyaret ettik,dualarımızı gönderdik,burda olmak öyle bir duygu ki bambaşka bir ruhaniyetle dolaşıyorsunuz.





17 yaşındaki oğlum Parkta bulunan levhaları merakla okudu, yola çıkmadan lütfen bu defa Turumuzu çok uzatmayalım diyen oğlum " Anne iyi ki de getirmişsin bizi buraya" diyerek teşekkür etti.
Bir Padişah ki bir çok batı ülkesinde Muhteşem Süleyman diye anılıyor...
Kırkaltı senelik hükümdarlığı döneminde Osmanlının yükselişini zirveye taşıyor ve 73 yaşında Zigetvar feth edilmeden 1 gün önce vefat ediyor ve sakıncalı bir hal olma ihtimaline karşı ölümü askerlerden gizleniyor.
Veziri Sokullu Mehmet Paşa emriyle otağında iç organları çıkartılıp oraya defnediliyor ve yıkanıp ilaçlanıp Tahtın altındaki gizli bölümde Istanbula götürülüyor ve yüzyıllar sonra yeri Macar, Türk tarih ve arkeologlar tarafından bulunup yerine bir Anıt Park yapılıyor.
Kanuni Sultan Süleymanın büstünün yanına aynı zamanda Zigetvar Kale komutanı macarların kahramanı Nikoka Zrinski nin de büstüde yer almakta.
Avrupadaki tarihimize son 10 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı daha çok sahip çıkmaya başlamış.Balkanlarda da bir çok eser restore edilmekteydi ,elbet bunu görmekte sevindirici.
Kabri ziyaret ettikten sonra Zigetvar Kalesini, Türk Evini ve küçük bir kasaba olan Zigetvarı biraz dolaşıp Péc e geçiyoruz.
Biz kendi aracımızla yolculuğumuz boyunca navigasyonla çok rahat tüm destinasyonlara rahatça ulaştık.
Péç e tahmini 45 dk.da ulaştık ve Peç de önce Yakavalı Hasan Camiini ve şehir meydanındaki Gazi Qasım Paşa Camii ni gezdik,tabii camii olarak işlevini yapamıyor ama güzel olan Kilise olarak kullanılan yapının kubbesinde 3 dini sembolize eden Haç, Ay ve Yıldız var.





Tabii sadece buraları gezmekle kalmadık,yol boyu diğer mimari eserleri de gördük, yürürken şehir meydanında fıskıyekerden akan sularda serinleyen çocuklar gibi biz de serinledik,sıcakta ne iyi gider buz gibi dondurma ve akşamı bulan gezimizi karnımızı doyurarak sonlandırdık.Macaristan fiyat yönünden oldukça uygun 5 kişilik bir aile 40€ civarı bir hesapla restauranttan ayrılabiliyor. Bizimkisi hızlandırılmış bir gezi olduğu için yaptığımız programın zamanlamasında kalabilmeyi başardık,akşam burada konaklama ihtimalimize karşı, eşimin "henüz uyku modunda değilim, yola çıksak olur" demesiyle Mohaç ovasını aracımızla gün batımında geçtik, sabah kahvaltısını Selanikte yapma niyetiyle yollara düştük.
Yine tam güneş doğmaya başladığı saatlerde direksiyona geçme zamanım geldi,yol uykusu nedir bilenleriniz vardır, hiç bir zaman tam dalamazsınız ama yine de sizi biraz kestirmeler dinç tutar.
Sabah saat 10 civarı Selanikte karşı komşumuzdayız, merkezde şehrin sembolü beyaz kaleye yakın bir yerlere park edip ana yol (bulvarlarda) yada ara sokaklarda irili ufaklı bir çok fırın tarzı güzel kahvaltı yapabileceğiniz yerler mevcut.Biz daha çok küçük yerleri tercih ediyoruz ve selanik böreği yanına bana sert bir amerikano eşime siyah çay harika gidiyor,cocuklar kuruvasan ve diğer lezzetleri tadıyorlar meyve sularıyla.
Bu 3.gelişimiz ve sanki bizden bir yer gibi, sevdim ben Selaniği,insanlarıda sıcak güneyin insanı sıcak olmazmı hiç😉.
Karnımız doydu ve bu defa merkezi dolaşmadan doğruca Atamızın evine gidiyoruz, merkeze çok yakın ama biz yine de aracımızla gidiyoruz çünkü artık dinlenmek üzere son durak Kavalaya geçeceğiz.
Atatürk 'ün doğduğu ev şimdi müze ve yoğun ziyaretçi akınıyla o kadar canlı ki.Sıraya girdik bile ve önümüzde 2 tur grubu var,beklerken başladık sohbete Istanbuldan gelmişler diğer grup çıkınca biz gireceğiz ve yarım saat sonra içerdeyiz.
Tefarruatlı anlatımlar,levhalar ve çocuklarıda unutmadan hazırlamışlar sinevizyon gösterimlerini ve 2018 kışında Hamburgda panel veren Tarihci Prof.Dr.Kemal Arı nın çalışması olduğunu öğrenincede çok sevindim.
Atamızın doğduğu,çocukluğunun geçtiği evde olmak ve burayı gelecek neslimiz olan çocuklarımızla görmek,anlamak ve iliklerinize kadar hissetmek başka.Atamızı saygı ,minnet , şükran ve rahmetle yâd ediyorum.
Müthiş bir zeka, akıl, mantık insanı, Asker, Komutan,Lider,Politikacı, savaştayken bile elinden kitap düşmeyen,her tür kitabı okuyan çok yönlü bir şahsiyet,milletini çok iyi tanıyan halk insanı, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve gerçekleştirdiği inkilaplarla ülkemizi çok kısa zamanda muasır medeniyetler seviyesine taşıyan Önder.
Şimdilerde ben Atatürkçüyüm demeden önce Atatürk 'ü ne kadar tanıdığımızı ,yaptıklarının nedenini anladığımızı yada anlamaya çalıştığımızı iyice tartarak dile getirmeliyiz.
Çevremde Atatürk ve düşünceleriyle uyuşmayan fikirleri beyan edip sonra da kendisini Atatürkçü diye lanse eden o kadar çok kişiyi gördükçe,ya bu insanlar hangi ideolojiye hizmet ediyor demeden de geçemiyorum, eyvah konu nereye geldi.🙊🙊🙊(Nacizene kendi düşüncem)
Demek ki boşuna blogumun başlığına herşeyden biraz dememişim ,seyahat konusu bir an da yön değiştirdi☺
Yorgunduk ama Atamın evini ziyaret ederken dinçleştik.
Bu ziyarette bizim için bir görev mahiyeti taşımaktaydı,görev tamamlandı.
Eşim arabayı sen kullan, ben biraz dinleneyim deyince, 150 km lik bir yolculuktan sonra tahmini 1,5 saat sonra Kavaladaydık.


Kavalaya gelmeden 10 km önce sakin,temiz,güzel bir koyda bulunan Tosca Beach Bungolaw a 3 günlüğüne yol yorgunluğumuzu atmaya niyetle yerleştik.
Tabii ki ertesi gün öğle sonu Kavala merkezi gezmeyi ihmal etmedik.Kale,Surlar,Liman ve limandaki sıralı balık restaurantlarından birinde yemeniz gereken balık ve kavala usulü kabak,patlıcan kızartması ardındanda kahvenin yanına bademli ünlü kavala kurabiyesi.
Sonrasında sahil boyu bir yürüyüşle sona erecek Kavala gezisi.
Biz tam da böyle değerlendirdik,gündüz deniz,güneş bolca dinlenmece 3 gün sonra da heyecanla başlayan memleket yolculuğu,istikamet doğruca Baba ocağı Balıkesir...
2017 temmuzda gerçekleştirdiğimiz turumuzun ardından..
Keyifli okumalar...
Sağlıcakla kalın...
Bana göre uzunca bir ara olsada şimdi yazma vakti bulabildim,aslında sadece başına geçebilmek, oturunca kafanızdakileri yazmaya başlıyorsunuz.Bu ara yaşadığım şehrin yaz tatili yaklaşmakta olduğundan ve yoğun bir etkinlik sinsilesinin içinden kendimi alakoyamadığımdan üstüne bir de yorgunluğu tüm bedenim ve ruhumla hissedince yazmaya geçemedim.
Bugün o gündür dermişim ve başlarmışım yazmaya😁
En son Macaristandaki yolculuğumuzu tamamlayacağımızdan bahsetmiştim sırada Zigetvar, Türk-Macar Dostluk Parkı( Kanunî Sultan Süleymanın kalbinin bulunduğu mezar) ,Péc (Mohaç Ovası yakınları) ve devamı Selanik, Kavala var.
1526 Mohaç Meydan Muhaberesini duymuşsunuzdur,Türkiyede benim okul yıllarımda Tarih dersimizde konu olarak işlemiştik ,27 senedir uygulama ne bilmiyorum ama Osmanlı kuruluş,yükseliş ve çöküş tarihini okuduk ve Macaristan, Mohaç da benim aklımda yer etmişki niyet ettik ve gidip oraları gördük.
Bir önceki yazımın devamı.
...
Sabah erkenden otelden ayrıldık ve güne ruhaniyeti ziyaretle başladık Budapeşte Galiçya Şehitliğimizi ziyaretten sonra Zigetvar a doğru yola koyulduk.Tahmini 3 saat sonra önce Zigatvar merkezin biraz dışındaki Türk-Macar Dostluk Parkının içerisinde Kanunî Sultan Süleymanın Kalbinin defnedildiği Mezarı ziyaret ettik,dualarımızı gönderdik,burda olmak öyle bir duygu ki bambaşka bir ruhaniyetle dolaşıyorsunuz.





Bir Padişah ki bir çok batı ülkesinde Muhteşem Süleyman diye anılıyor...
Kırkaltı senelik hükümdarlığı döneminde Osmanlının yükselişini zirveye taşıyor ve 73 yaşında Zigetvar feth edilmeden 1 gün önce vefat ediyor ve sakıncalı bir hal olma ihtimaline karşı ölümü askerlerden gizleniyor.
Veziri Sokullu Mehmet Paşa emriyle otağında iç organları çıkartılıp oraya defnediliyor ve yıkanıp ilaçlanıp Tahtın altındaki gizli bölümde Istanbula götürülüyor ve yüzyıllar sonra yeri Macar, Türk tarih ve arkeologlar tarafından bulunup yerine bir Anıt Park yapılıyor.
Kanuni Sultan Süleymanın büstünün yanına aynı zamanda Zigetvar Kale komutanı macarların kahramanı Nikoka Zrinski nin de büstüde yer almakta.
Avrupadaki tarihimize son 10 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı daha çok sahip çıkmaya başlamış.Balkanlarda da bir çok eser restore edilmekteydi ,elbet bunu görmekte sevindirici.
Kabri ziyaret ettikten sonra Zigetvar Kalesini, Türk Evini ve küçük bir kasaba olan Zigetvarı biraz dolaşıp Péc e geçiyoruz.
Biz kendi aracımızla yolculuğumuz boyunca navigasyonla çok rahat tüm destinasyonlara rahatça ulaştık.
Péç e tahmini 45 dk.da ulaştık ve Peç de önce Yakavalı Hasan Camiini ve şehir meydanındaki Gazi Qasım Paşa Camii ni gezdik,tabii camii olarak işlevini yapamıyor ama güzel olan Kilise olarak kullanılan yapının kubbesinde 3 dini sembolize eden Haç, Ay ve Yıldız var.





Tabii sadece buraları gezmekle kalmadık,yol boyu diğer mimari eserleri de gördük, yürürken şehir meydanında fıskıyekerden akan sularda serinleyen çocuklar gibi biz de serinledik,sıcakta ne iyi gider buz gibi dondurma ve akşamı bulan gezimizi karnımızı doyurarak sonlandırdık.Macaristan fiyat yönünden oldukça uygun 5 kişilik bir aile 40€ civarı bir hesapla restauranttan ayrılabiliyor. Bizimkisi hızlandırılmış bir gezi olduğu için yaptığımız programın zamanlamasında kalabilmeyi başardık,akşam burada konaklama ihtimalimize karşı, eşimin "henüz uyku modunda değilim, yola çıksak olur" demesiyle Mohaç ovasını aracımızla gün batımında geçtik, sabah kahvaltısını Selanikte yapma niyetiyle yollara düştük.
Yine tam güneş doğmaya başladığı saatlerde direksiyona geçme zamanım geldi,yol uykusu nedir bilenleriniz vardır, hiç bir zaman tam dalamazsınız ama yine de sizi biraz kestirmeler dinç tutar.
Sabah saat 10 civarı Selanikte karşı komşumuzdayız, merkezde şehrin sembolü beyaz kaleye yakın bir yerlere park edip ana yol (bulvarlarda) yada ara sokaklarda irili ufaklı bir çok fırın tarzı güzel kahvaltı yapabileceğiniz yerler mevcut.Biz daha çok küçük yerleri tercih ediyoruz ve selanik böreği yanına bana sert bir amerikano eşime siyah çay harika gidiyor,cocuklar kuruvasan ve diğer lezzetleri tadıyorlar meyve sularıyla.
Bu 3.gelişimiz ve sanki bizden bir yer gibi, sevdim ben Selaniği,insanlarıda sıcak güneyin insanı sıcak olmazmı hiç😉.
Karnımız doydu ve bu defa merkezi dolaşmadan doğruca Atamızın evine gidiyoruz, merkeze çok yakın ama biz yine de aracımızla gidiyoruz çünkü artık dinlenmek üzere son durak Kavalaya geçeceğiz.
Atatürk 'ün doğduğu ev şimdi müze ve yoğun ziyaretçi akınıyla o kadar canlı ki.Sıraya girdik bile ve önümüzde 2 tur grubu var,beklerken başladık sohbete Istanbuldan gelmişler diğer grup çıkınca biz gireceğiz ve yarım saat sonra içerdeyiz.
Tefarruatlı anlatımlar,levhalar ve çocuklarıda unutmadan hazırlamışlar sinevizyon gösterimlerini ve 2018 kışında Hamburgda panel veren Tarihci Prof.Dr.Kemal Arı nın çalışması olduğunu öğrenincede çok sevindim.
Atamızın doğduğu,çocukluğunun geçtiği evde olmak ve burayı gelecek neslimiz olan çocuklarımızla görmek,anlamak ve iliklerinize kadar hissetmek başka.Atamızı saygı ,minnet , şükran ve rahmetle yâd ediyorum.
Müthiş bir zeka, akıl, mantık insanı, Asker, Komutan,Lider,Politikacı, savaştayken bile elinden kitap düşmeyen,her tür kitabı okuyan çok yönlü bir şahsiyet,milletini çok iyi tanıyan halk insanı, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve gerçekleştirdiği inkilaplarla ülkemizi çok kısa zamanda muasır medeniyetler seviyesine taşıyan Önder.
Şimdilerde ben Atatürkçüyüm demeden önce Atatürk 'ü ne kadar tanıdığımızı ,yaptıklarının nedenini anladığımızı yada anlamaya çalıştığımızı iyice tartarak dile getirmeliyiz.
Çevremde Atatürk ve düşünceleriyle uyuşmayan fikirleri beyan edip sonra da kendisini Atatürkçü diye lanse eden o kadar çok kişiyi gördükçe,ya bu insanlar hangi ideolojiye hizmet ediyor demeden de geçemiyorum, eyvah konu nereye geldi.🙊🙊🙊(Nacizene kendi düşüncem)
Demek ki boşuna blogumun başlığına herşeyden biraz dememişim ,seyahat konusu bir an da yön değiştirdi☺
Yorgunduk ama Atamın evini ziyaret ederken dinçleştik.
Bu ziyarette bizim için bir görev mahiyeti taşımaktaydı,görev tamamlandı.
Eşim arabayı sen kullan, ben biraz dinleneyim deyince, 150 km lik bir yolculuktan sonra tahmini 1,5 saat sonra Kavaladaydık.


Kavalaya gelmeden 10 km önce sakin,temiz,güzel bir koyda bulunan Tosca Beach Bungolaw a 3 günlüğüne yol yorgunluğumuzu atmaya niyetle yerleştik.
Tabii ki ertesi gün öğle sonu Kavala merkezi gezmeyi ihmal etmedik.Kale,Surlar,Liman ve limandaki sıralı balık restaurantlarından birinde yemeniz gereken balık ve kavala usulü kabak,patlıcan kızartması ardındanda kahvenin yanına bademli ünlü kavala kurabiyesi.
Sonrasında sahil boyu bir yürüyüşle sona erecek Kavala gezisi.
Biz tam da böyle değerlendirdik,gündüz deniz,güneş bolca dinlenmece 3 gün sonra da heyecanla başlayan memleket yolculuğu,istikamet doğruca Baba ocağı Balıkesir...
2017 temmuzda gerçekleştirdiğimiz turumuzun ardından..
Keyifli okumalar...
Sağlıcakla kalın...
















Kommentare
Kommentar veröffentlichen