Merhabalar,
Bu yazımda ecdadımızın avrupada bıraktıkları izleri görmek için çıktığımız Budapeşte-Estergon-Zigetvar-Peç, Selanik( Atamın doğduğu Selanikteki ev) biraz dinlenerek Kavala da sonlandırdığımız 1 haftalık gezimizden GÜL BABA Türbesi ziyaretimizi anlatacağım.
Bu gezinin sözü 2010 da verilmişti nasip 2017 ye oldu.
Yine bir Türkiye Tatili dönemi kısaca Budapeşteye özellikle GÜL BABA Türbesini ziyaret için uğradık,henüz çocuklar küçük ve gün yeni aydınlanmaya başlamış eşim ben gelmiyorum arabada uyuyan çocukların yanında kalayım deyince o kare taşlı geniş merdivenli dar sokaktan Gül tepeye doğru yol aldım,tepeye vardığımda Gül Baba Heykeli ve Kubbeli bir Türbe selamladı beni, henüz saat 6 civarı ve içeriye giremeyince ben de tüm dualarımı Türbeye yakın bir mesafeden yaptım, dualarımı tüylerim diken diken, içim ürpererek yaptım ve Türbeden ayrıldım.








Yolda Kandil mesajları gelmeye başladı, YA Rabb bu ne güzel bir ziyaretti,hem de böyle Kutsal bir günde, ben kilometrelerce uzaktaki Gül Babayı ziyarette bulunmuşum, bir de bu duygu ile huzurla yol aldık.
O zamanlar henüz küçük oğlum 4 yaşında ve daha rahat bir yolculuk için minibüsümüz var, gece yarısı eşim uykusu geldiğini söyleyince arka koltuktaki yatağa oğlumun yanına uzandı, diğerleri ara koltukta zaten çoktan derin uykuda ve direksiyona geçtim, gece araba sürmeyi sevmesemde, mecburen böyle uzun yolculuklarda sürüyorum.
Herkes derin uykuda Yunanistandayız 3 saattir direksiyondayım ve kocaman bir sessizlik içinde yollar boş ilerliyorum,yorgunluk çöktü çıkış için bir yol bakıyorum yok,ilerliyorum ama gözlerim ağırlaşıyor,yanımdaki su şişesinden biraz su serpiştiriyorum yüzpme, yok! Ha az kaldı sabret, bir benzinlik yada çıkış bulurum diyorum, yok!
Bu düşüncelerle neredeyse 60 km sağ şeritte yol aldım ve o an, birden irkildim ki, hangi ara ! nasıl ! arabanın bariyerlere doğru gittiğini farketmemle direksiyonu sağa çevirmem bir oldu.Araba savruldu Allahtan hiç bir şey olmadı ve eşim ne oldu diye seslendi, yok yok yat bir şey olmadı dedim, desemde o savrulmanın etkisiyle bariyerlere çarpmaya ramak kala korkuyla karmaşık duygular içerisinde sesim nasıl çıktıysa, eşim yeniden ön koltuğa geldi ve yakınlarda ki ilk çıkıştan sonra bir benzinliğe park ettik.
Dursaydın otobanda kenarda yada beni uyandırsaydın dese de artık geçmişti, bu öyle bir şey ki, uyanıksınız aslında, ama içiniz gözünüz açıkken uyuyor,olur mu demeyin oluyor.
Hemen o korkunun ardından şükür dualarım gitti Yaradanıma ve akabinde ilk aklıma gelen bizi bugün ki ziyaretinde dua gönderdiğim Gül Babanın koruduğu oldu ve o an eşimin yanında nasipse yeniden Gül Babayı ziyarete gideceğiz dedim.
Bu ziyaretin sözü taaaa o zaman verilmişti.
Ben DUA nın gücüne inanan biriyim,herkesin kendi düşünce ve inancı ama ben her zaman iyiliğe niyetle yapılan duaların yerine ulaştığı ve bazı anlarda sizi bir zırh gibi koruduğuna inanıyorum.Benim Budapeşte de Gül Baba yı ziyaretimdeki dualarım bizi böyle, belki de çok kötü olabilecek bir kazadan korudu ve benim o gün ki nasipse yeniden mutlaka ziyarette bulunacağım temennim Temmuz 2017 de gerçekleşti.
Lakin restorasyon çalışmaları devam etmekteydi,son senelerde çok fazla ziyaretci alan bir Türbe olduğu için daha bir geniş ve güzel bir mimari ile 2018 başında ziyaretcilere açılacaktı.
Biz tüm aile bir kenardan dualarımızı okuduk , ruhuna gönderdik ve verdiğim sözü gerçekleştirmenin mutluluğu ile Budapeste merkezde rezerve ettirdiğimiz otele geçtik.
Biz aracımızla tahmini 10 dk .da merkeze ulaştık,merkezden yürüyerekte ulaşılabilecek bir konumda ama macaristan genel de Almanyaya göre ucuz bir ülke taksi ile de uygun bir ücrete ulaşabilirsiniz.Budapeşteye gelirseniz uğramanızı tavsiye ederim.
Avrupanın ortasında Gül Baba Türbesi !
1526 yıllında Kanuni’nin daveti üzerine Gül Baba Budin seferine katılıyor, Dervişler, saz ozanları gerektiğinde silâhlanıp savaşa da katılıyorlardı. Gül Baba, savaşlara katılan dervişlerden biriydi. Hacı Bektaş Veli Yeniçeriler için pir olarak kabul ediliyor ve dolaysıyla Yeniçeriler Bektaşi dervişlerine derin şekilde saygı gösteriyorlardı.GÜL BABA elinde büyük bir tahta kılıçla savaşlara katılıyordu bu lâkabın verilmesine, daimfa bir gül taşımasının sebep olduğunu da belirtmiştir.
Tahta kılıç ise Bektaşi inancında gerçek savaşı ve şiddeti temsil eden silah yerine barışı temsil eden semboldür. Gülbaba, Macaristan’da da bölgeye barış ve mutluluk getirdiği inancı ile Hristiyanlar tarafından da Aziz olarak bilinir ve ziyaret edilir. 1531 yılında Budin'e gelmiş ve 1 Eylül 1541 yılında vefat etmiştir.Yalnız Türkler tarafından değil aynı zamanda Macarlar tarafındanda çok sevilen ve Halen Macaristanda Gül Baba adıyla yaşatılan efsanevi bir kişiliktir.
Gül Baba Budapeşte'de bir yüksek tepeye gömülür ve tepeye "Gültepe" adı verilir. Türbesinin yanına yaptırılan Gül Baba Bektaşi Tekkesi, 1686 yılında yıkılmıştır. Bir diğer kaynağa göre Gül Baba'nın iki mezarı daha vardır. Bunlardan bir tanesi, Galatasaray Lisesi'nin arka bahçesindedir ve sembol mezardır. Mezar ise Boğazkesen'denTophane'ye inen yolun sağında bulunan Gül Baba sokağındaki caminin avlusundadır.
Ordu sefere çıktığında, Osmanlı Yeniçeriler döneminde, askerlerin ruhlarını güçlendirmek için dervişler, saz ozanları de sefere katılıyor, mola zamanlarında dualar okunuyor, destanlar söyleniyordu. Dervişler, saz ozanları gerektiğinde silâhlanıp savaşa da katılıyorlardı. Gül Baba, savaşlara katılan dervişlerden biriydi. Hacı Bektaş Veli Yeniçeriler için pir olarak kabul ediliyor ve dolayısıyla Yeniçeriler Bektaşi dervişlerine derin şekilde saygı gösteriyorlardı.
Biz Avrupanın ortasında ecdadımızın bıraktıkları izleri görmeye Gül Baba Türbesinden başladık.
Şifalı suları ile ünlü olan Şehir Termal Tesisleri, Roma ,Yunan ve Türk mimarisinden eserleri ve Osmanlıdan kalan bir kaç Hamamı (Rudas ,Kiraly ve Veli bey ) sağlam görmek mümkün, tabii bir çok Macar mimarisinin ihtişamını görmek mümkün.
Buda Kalesi,Balıkçı Tabyası, Tuna Nehri üzerinde zincirli Köprü,Stephan Bazilikası,Dohany Sinagogu,Anıtlar ve daha bir çok yer...
Biz sadece 1 Gün de otel yerleştikten sonra , çoğu yürüyerek tüm bu yerleri görme imkanını bulduk.
Bu yazının devamı yakında...
Şayet Türkiye'ye arabayla gidiyorsanız kısacıkta olsa bir uğrayın derim yada seyahat, tarih meraklısı iseniz mutlaka görün.
Ve benim gibi DUA nın gücüne inananlardansanız, siz de attığınız her adımda, hele bir de yolculuktaysanız gittiğiniz yerlerde iyilik,güzellik içeren tüm dualarınızı gönderin Allah'a, kabul vaktini sabırla bekleyerek ve inanarak, hiç bir DUA geri çevrilmez.
Rabbim ibadetlerinizi kâbul etsin.
Seyahat dolu güzel yarınlara.
Şimdilik hoşca sağlıkla kalın...
Not:Özellikle gece araç kullandığınızda ağırlık uyku çöküyorsa en yakındaki bir Benzinlik yada dinlenme park yerlerine durun.
Bu yazımda ecdadımızın avrupada bıraktıkları izleri görmek için çıktığımız Budapeşte-Estergon-Zigetvar-Peç, Selanik( Atamın doğduğu Selanikteki ev) biraz dinlenerek Kavala da sonlandırdığımız 1 haftalık gezimizden GÜL BABA Türbesi ziyaretimizi anlatacağım.
Bu gezinin sözü 2010 da verilmişti nasip 2017 ye oldu.
Yine bir Türkiye Tatili dönemi kısaca Budapeşteye özellikle GÜL BABA Türbesini ziyaret için uğradık,henüz çocuklar küçük ve gün yeni aydınlanmaya başlamış eşim ben gelmiyorum arabada uyuyan çocukların yanında kalayım deyince o kare taşlı geniş merdivenli dar sokaktan Gül tepeye doğru yol aldım,tepeye vardığımda Gül Baba Heykeli ve Kubbeli bir Türbe selamladı beni, henüz saat 6 civarı ve içeriye giremeyince ben de tüm dualarımı Türbeye yakın bir mesafeden yaptım, dualarımı tüylerim diken diken, içim ürpererek yaptım ve Türbeden ayrıldım.








Yolda Kandil mesajları gelmeye başladı, YA Rabb bu ne güzel bir ziyaretti,hem de böyle Kutsal bir günde, ben kilometrelerce uzaktaki Gül Babayı ziyarette bulunmuşum, bir de bu duygu ile huzurla yol aldık.
O zamanlar henüz küçük oğlum 4 yaşında ve daha rahat bir yolculuk için minibüsümüz var, gece yarısı eşim uykusu geldiğini söyleyince arka koltuktaki yatağa oğlumun yanına uzandı, diğerleri ara koltukta zaten çoktan derin uykuda ve direksiyona geçtim, gece araba sürmeyi sevmesemde, mecburen böyle uzun yolculuklarda sürüyorum.
Herkes derin uykuda Yunanistandayız 3 saattir direksiyondayım ve kocaman bir sessizlik içinde yollar boş ilerliyorum,yorgunluk çöktü çıkış için bir yol bakıyorum yok,ilerliyorum ama gözlerim ağırlaşıyor,yanımdaki su şişesinden biraz su serpiştiriyorum yüzpme, yok! Ha az kaldı sabret, bir benzinlik yada çıkış bulurum diyorum, yok!
Bu düşüncelerle neredeyse 60 km sağ şeritte yol aldım ve o an, birden irkildim ki, hangi ara ! nasıl ! arabanın bariyerlere doğru gittiğini farketmemle direksiyonu sağa çevirmem bir oldu.Araba savruldu Allahtan hiç bir şey olmadı ve eşim ne oldu diye seslendi, yok yok yat bir şey olmadı dedim, desemde o savrulmanın etkisiyle bariyerlere çarpmaya ramak kala korkuyla karmaşık duygular içerisinde sesim nasıl çıktıysa, eşim yeniden ön koltuğa geldi ve yakınlarda ki ilk çıkıştan sonra bir benzinliğe park ettik.
Dursaydın otobanda kenarda yada beni uyandırsaydın dese de artık geçmişti, bu öyle bir şey ki, uyanıksınız aslında, ama içiniz gözünüz açıkken uyuyor,olur mu demeyin oluyor.
Hemen o korkunun ardından şükür dualarım gitti Yaradanıma ve akabinde ilk aklıma gelen bizi bugün ki ziyaretinde dua gönderdiğim Gül Babanın koruduğu oldu ve o an eşimin yanında nasipse yeniden Gül Babayı ziyarete gideceğiz dedim.
Bu ziyaretin sözü taaaa o zaman verilmişti.
Ben DUA nın gücüne inanan biriyim,herkesin kendi düşünce ve inancı ama ben her zaman iyiliğe niyetle yapılan duaların yerine ulaştığı ve bazı anlarda sizi bir zırh gibi koruduğuna inanıyorum.Benim Budapeşte de Gül Baba yı ziyaretimdeki dualarım bizi böyle, belki de çok kötü olabilecek bir kazadan korudu ve benim o gün ki nasipse yeniden mutlaka ziyarette bulunacağım temennim Temmuz 2017 de gerçekleşti.
Lakin restorasyon çalışmaları devam etmekteydi,son senelerde çok fazla ziyaretci alan bir Türbe olduğu için daha bir geniş ve güzel bir mimari ile 2018 başında ziyaretcilere açılacaktı.
Biz tüm aile bir kenardan dualarımızı okuduk , ruhuna gönderdik ve verdiğim sözü gerçekleştirmenin mutluluğu ile Budapeste merkezde rezerve ettirdiğimiz otele geçtik.
Biz aracımızla tahmini 10 dk .da merkeze ulaştık,merkezden yürüyerekte ulaşılabilecek bir konumda ama macaristan genel de Almanyaya göre ucuz bir ülke taksi ile de uygun bir ücrete ulaşabilirsiniz.Budapeşteye gelirseniz uğramanızı tavsiye ederim.
Avrupanın ortasında Gül Baba Türbesi !
1526 yıllında Kanuni’nin daveti üzerine Gül Baba Budin seferine katılıyor, Dervişler, saz ozanları gerektiğinde silâhlanıp savaşa da katılıyorlardı. Gül Baba, savaşlara katılan dervişlerden biriydi. Hacı Bektaş Veli Yeniçeriler için pir olarak kabul ediliyor ve dolaysıyla Yeniçeriler Bektaşi dervişlerine derin şekilde saygı gösteriyorlardı.GÜL BABA elinde büyük bir tahta kılıçla savaşlara katılıyordu bu lâkabın verilmesine, daimfa bir gül taşımasının sebep olduğunu da belirtmiştir.
Tahta kılıç ise Bektaşi inancında gerçek savaşı ve şiddeti temsil eden silah yerine barışı temsil eden semboldür. Gülbaba, Macaristan’da da bölgeye barış ve mutluluk getirdiği inancı ile Hristiyanlar tarafından da Aziz olarak bilinir ve ziyaret edilir. 1531 yılında Budin'e gelmiş ve 1 Eylül 1541 yılında vefat etmiştir.Yalnız Türkler tarafından değil aynı zamanda Macarlar tarafındanda çok sevilen ve Halen Macaristanda Gül Baba adıyla yaşatılan efsanevi bir kişiliktir.
Gül Baba Budapeşte'de bir yüksek tepeye gömülür ve tepeye "Gültepe" adı verilir. Türbesinin yanına yaptırılan Gül Baba Bektaşi Tekkesi, 1686 yılında yıkılmıştır. Bir diğer kaynağa göre Gül Baba'nın iki mezarı daha vardır. Bunlardan bir tanesi, Galatasaray Lisesi'nin arka bahçesindedir ve sembol mezardır. Mezar ise Boğazkesen'denTophane'ye inen yolun sağında bulunan Gül Baba sokağındaki caminin avlusundadır.
Ordu sefere çıktığında, Osmanlı Yeniçeriler döneminde, askerlerin ruhlarını güçlendirmek için dervişler, saz ozanları de sefere katılıyor, mola zamanlarında dualar okunuyor, destanlar söyleniyordu. Dervişler, saz ozanları gerektiğinde silâhlanıp savaşa da katılıyorlardı. Gül Baba, savaşlara katılan dervişlerden biriydi. Hacı Bektaş Veli Yeniçeriler için pir olarak kabul ediliyor ve dolayısıyla Yeniçeriler Bektaşi dervişlerine derin şekilde saygı gösteriyorlardı.
Biz Avrupanın ortasında ecdadımızın bıraktıkları izleri görmeye Gül Baba Türbesinden başladık.
Şifalı suları ile ünlü olan Şehir Termal Tesisleri, Roma ,Yunan ve Türk mimarisinden eserleri ve Osmanlıdan kalan bir kaç Hamamı (Rudas ,Kiraly ve Veli bey ) sağlam görmek mümkün, tabii bir çok Macar mimarisinin ihtişamını görmek mümkün.
Buda Kalesi,Balıkçı Tabyası, Tuna Nehri üzerinde zincirli Köprü,Stephan Bazilikası,Dohany Sinagogu,Anıtlar ve daha bir çok yer...
Biz sadece 1 Gün de otel yerleştikten sonra , çoğu yürüyerek tüm bu yerleri görme imkanını bulduk.
Bu yazının devamı yakında...
Şayet Türkiye'ye arabayla gidiyorsanız kısacıkta olsa bir uğrayın derim yada seyahat, tarih meraklısı iseniz mutlaka görün.
Ve benim gibi DUA nın gücüne inananlardansanız, siz de attığınız her adımda, hele bir de yolculuktaysanız gittiğiniz yerlerde iyilik,güzellik içeren tüm dualarınızı gönderin Allah'a, kabul vaktini sabırla bekleyerek ve inanarak, hiç bir DUA geri çevrilmez.
Rabbim ibadetlerinizi kâbul etsin.
Seyahat dolu güzel yarınlara.
Şimdilik hoşca sağlıkla kalın...
Not:Özellikle gece araç kullandığınızda ağırlık uyku çöküyorsa en yakındaki bir Benzinlik yada dinlenme park yerlerine durun.

Kommentare
Kommentar veröffentlichen