Babama… Neden hep kaybedince aklɪmɪz başɪmɪza gelir! Kayɪplar mɪ öğretiyor insana!
Babama…
Neden hep
kaybedince aklɪmɪz başɪmɪza gelir!
Kayɪplar mɪ
öğretiyor insana!
Maddi kayɪplar
bir yere ,sağlɪğɪmɪz, arkadaşlɪklarɪmɪz ama en acɪsɪda ebedi kayɪplar!
Ebediyete
gidenler, kalanlarda öyle yaralar açɪyor ki ve o yaranin izi sanki hep kalɪyor
yada sadece düşünmekle bile yüreğinizin sɪzlamasɪna yetiyor .
Ben ilk
olarak beni büyüten Babaannem de yaşadɪm Ölüm acɪsɪnɪ ,annemden bile önce gelen
melek gibi Kadɪn, ayrɪldɪ aramɪzdan, daha öncesinde de elbette daha çocukken
dedemi kaybettim, lakin böyle acɪ diye hissedeceğim bir duygu bɪrakmadɪ bende,
babaannem de ise bir nebze yaşadɪm bu acɪyɪ, sene 1993 ,o zamanlar her zaman
uçak bulmak bile mümkün değil ve geç verilen ölüm haberi uzaklarda kendimce
ağlanɪp sɪzlanmam ve sanki hiç ölümü yaşamamɪş gibi öylesine uzaktan hissedilen
ayrɪlɪk acɪsɪ ,hüzün ,ta ki Kabrini ziyaret edip…
A ha
gerçekten yok artɪk, dediğin an, inandɪğɪn an da ise kocaman bir bosluk…
Allah mekanɪnɪ
cennet eylesin, çok iyi kadɪndɪ rahmetli.
Babaannem 65
yaşɪnda iken, 40 günlük bebekken kucağɪna bɪrakɪlan ben 9 yaşɪma kadar emanet çocuk
hassasiyeti, otorite ve çok büyük sevgiyle büyütülen ben, ondan o kadar çok şey
alarak büyümüşüm ki , aldɪlarɪmɪ da kendi çocuklarɪma yerine göre verdim ve de
veriyorum.
Kocaman
yüreğiyle bana önce vicdanlɪ insan olmayɪ
öğreten kadɪn!
Nur için de
yat!
Seni
seviyorum!
Ben babamɪ ve annemi 9 yaşɪmdan sonra tanɪmaya başladɪm,
artɪk onlarɪn gurbetteki yaşamlarɪ bitmiş ,memlekete dönmüşlerdi.
Ne zor Ya
Rabbi!
Eşim de benim
gibi ailesinden uzakta büyüdüğünden, bizim birbirimize sözümüz vardi,“ her ne
olursa olsun çocuklarɪmɪz, her zaman bizimle olacaklar,kimseye emanet etmeyeceğiz“
ki bu sözü tuttuk.
Biz yakɪnɪmɪzda
aile fertlerimizden kimse olmadan 3 çocuğumuzu kendimiz büyüttük ve eşim her
zaman baba şevkatini, sevgisini çocuklarɪna verebilmek için elinden geleni yapmɪştɪr
ve halen de yapmaktadɪr her zaman benim yanɪmda destek olmustur.
9 yaşɪnda kocaman
bir kɪz çocuğu olan ben, babam sevmek istediği zamanlarda uzaklaşan ,kacan ben çok zaman sonra alɪştɪm Babama.
Babam çok çabuk
sinirlenenen ,çabuk sakinleşen ,sonra pişman olan aslɪnda çok yufka yürekli,
herkesi kendi gibi iyi bilen, erken yaşta babasɪz kalmɪş çok yokluk çekmiş sert
mizaclɪ,tatlɪ,sevimli bir adamdɪ.(Laf aramɪzda ben de ona oldukca çok benziyorum)
Beni çok
sever, kɪzdɪğɪnda da döverdi ,şamarɪnɪ az yemedim ve hemen korumaya geçen
Babaannem olurdu.
Ona göre akɪllɪ,becerikli kɪzɪydɪm,ben yapardɪm herşeyi,çok küçük yaşta
sorumluluklar verirdi ,özgüvenimin oluşmasɪnda Babamɪn yeri yadsɪnamaz …
Bir çok
beklentisi vardɪ, okuyacak, çalɪşacak ,18 imde ehliyet yapacaktɪm vs…
16 yaşɪma
kadar, toplamda 7 sene birlikte yaşadɪk, sonrasɪ yine hasret ,yine gurbet,yani
diyeceğim ona bizim hayatɪmɪz hep ayrɪ geçti!
Sene de bir
tatilde, kɪsa zamana sɪğdɪrɪlmɪş anlardan ibaretti yaşadɪklarɪmɪz,kimi iyi,kimi
kötü, ama sonuçta anɪlarɪmɪz…
Ve yine bir
tatil zamanɪ artɪk izine gitmemize haftalar kala 6.Haziran 2011 gece yarɪsɪ aniden
gelen telefon… annemin titreyen sesi
Kɪzɪm….
Efendim anne
hayrola …
Kɪzɪm…gerisi
gelmiyor…
Anneeeee, ne
oldu söyle, birine bir şey mi oldu ?
Kɪzɪm Babanɪ
kaybettik!!!
NEEEEEEEEEEEE!!!!!!
Hayɪr ,nasɪl ,olamaz ve bir sürü soru kovalɪyor…hɪçkɪrɪklar
arasɪnda konuşmalar tabii konuşma denilirse,ardɪndan hemen …
SAKIN !!! Ben Babamɪ son bir defa görmeden onu hiç bir
yere göndermem,sakɪn ,beni bekleyin diyor telefonu kapatɪyorum.
Eşim işte,yalnɪzɪm kimsecikler yok çocuklar derin
uykuda !!!
Ahhhhh, ben ne yapacağɪm,sessiz ağla diye kendimce
telkin de bulunup çocuklara duyurmamaya çalɪşɪp eşime telefon açɪyorum o da
inanamayɪp 10 dakikaya yanɪma geliyor,sabaha kadar bilet alɪnmɪş,çantam hazɪrlanmɪş,çocuklara
dedelerinin hastanede olduğunu,yanɪnda olmam gerektiğini bildirip tek başɪma
uçuyorum,o ne uçmaktɪ , hiç mi gecmez zaman,dualarla,önce Istanbul aktarma ,sonra
Izmir sonra otobüsle Sɪndɪrgɪ ve o kare taşlɪ yollarɪndan her sene sevinçle geçtiğim
mahallemin sokağɪndan içim buruk ,gözler yaşlɪ ,içimi kapkara bulutlar sarmɪş, hüzün
dolu kalbim ,yürüyerek evimize geldim…
Saat 22:00 civarɪ ,ev insan dolu, herkes orada
akrabalar,komşular,tanɪdɪklar…
Annemle,abimle ve akrabalarla kucaklaşɪp ağlamamamɪz
ve O, BABAM yerinde yok artɪk...
Sabah erkenden başlayan cenaze hazɪrlɪklarɪ, ağlamamaya
çalɪşan ben!
Neden mi?
Annem 50
senesini geçirdiği eşi,hayat arkadaşɪ yok ya artɪk, o daha çok üzülmesin diye ,daha
çok direnmeye çalɪşan ben ,için için ağlayan ben Babamɪn soğuk yüzüne bir kez
elimi değirip sadece …
„Ah be Baba
daha erken değilmiydi, torunlarɪn Ali dedesini görecekti ya ,prenses torununu
kucaklayacak,pehlivan sarɪ oğlunla güreşecek,küçük torununun kulaklarɪnɪ ɪsɪracaktɪn ya , Ahhh, Ahhhh ,böyle veda bile
etmeden mi gidecektin „
diyerek son VEDA mɪ yaptɪm.
Sen rahat uyu be Baba,çok yoruldun bu hayatta, bundan
sonra yattɪğɪn yerde dinlenirsin inşallah diyerek ayrɪldɪm.
Ve Ebediyete uğurladɪk.
Ben o gün Babamɪ aslɪnda ne kadar çok sevdiğimi, ama
asla birbirimize SENI SEVIYORUM cümlesini söylemediğimizi ,o benim sadece
arkamda ki değil, yanɪmda varlɪğɪnɪ
hissettiğim dayanağɪm olduğunu anladɪm…
Çok geç, kaybetmişim ne fayda!
Gitti gelmiyor ki geriye, gelse söylemezmiyim hiç, bir
değil, bin değil, milyon kere SENI SEVIYORUM dökülür dudaklarɪmdan, ama ne
fayda!
O nedenle yazɪma
“ bazɪ şeylerin değerini, hep mi kaybedince anlarɪz “ diye başladɪm.
Takdir-i ilahi elbet bir gün hepimiz ebediyeti tadacağɪz,asla
isyan etmedim,yaşam gibi ,ölüm de bizler için, ben babamla hep konuşurum,O `nun
maneviyatɪ bana hep huzur verir.
Ama O acɪ ,Ebedi Ayrɪlɪk Acɪsɪ ,Ölüm Acɪsɪ , Köz
gibidir, en ufak bir esinti, hafif bir rüzgarla birden Kor bir Ateşe döner ve
bir bakmɪşsɪn gözler dolu dolu olmuş,dökülmeye yeltenen göz yaşlarɪ sessizce
yanaklardan süzülmekte…
Ben şimdi sevdiklerime sevdiğimi söylüyorum,sizler de
henüz yaşarken ,hayatɪnɪzdaki sevdiğiniz insanlara bu cümleyi mutlaka söyleyin.
Herkese değil
tabii ki değerli ,hak eden insanlara.
Sevgiyle ,hoşca
kalɪn…

Kommentare
Kommentar veröffentlichen